Bu yazımızda pek sevdiğimiz mürekkebler üzerine eksik kalmış bir şeylerden bahis açalım istedim. Mürekkep çılgınlığı ne bizim tarafımızda ne de firmalar tarafında bitecek gibi değil. Bu dayanılmaz arzu da, dolmakalem ve mürekkep konularında kalem oynatanların iştahlarını bileyerek ilginç mürekkep incelemelerine sebep oluyor. Yerli yabancı neşriyatta yer alan metinlerde, varılan öyle kararlar ve çıkartımlar var ki hiç bir bilimsel altyapıya, ölçmeye dayanmıyor. Bunlardan bir tanesi de mürekkebin rengi meselesi. Bu konunun daha iyi anlaşılması bakımından okumayanlar için renklerde kroma denilen şeyin ne olduğu ve insan gözünün nasıl gördüğü ile ilgili kaleme aldığım yazımı ön bilgi olarak okunmasını öneririm.
Her birimiz bir diğerinden farklı gördüğü için renklerde maalesef bir kesinlik söz konusu değil. Örnek mi? Hiç birimiz, diğer insanlarla aynı renkleri görmüyoruz. Tariflerimiz bile farklı. Her insanın bir miktar renk körü olduğu da bilimsel olarak kanıtlanmış. Her şeyden önce renk, bir başkasından öğrenilen bir kavram. Ve ne yazık ki, insan bu kavramları, daha çocukluğunda yakın çevresinde öğrendiği için yaşamı boyunca düzeltemiyor. Sizin ailenizde beyaz, siyah olarak öğretilmişse, bunu daha sonraki hayatınızda kesinlik derecesinde inanarak savunuyorsunuz. Kime, neye, hangi ışığa ve göze göre kesinlik. Örnek mi? istiyorsunuz. İşte size bir tane. Yukarıdaki ilk fotoğrafta karaladıklarımın renkleri. Fotoğrafı renk açısından incelerseniz renkler gerçekten açıklanmaya muhtaç. Resmin en altında karalamaları görülen mürekkep Aniki dolmakalem mürekkeplerinden bir tanesi. Gündelik kullanımım için hazırladıklarımdan. Gerçekten severek kullandığım bir renk. Turkuaz bir mavi olması için formülünü hazırlarken reçeteye bir damla yeşil boyar madde kullandım. Sadece bir damla. İsteğim turkuaz hakim bir mürekkepte sudan, dağlardan doğduğunu vurgulamak için dipten gelen belli belirsiz yeşil bir dokunuş idi. Hem yeşil hem mavi boyar maddenin renk saflığı ve konsantrasyonu aynı. Renk formülünün neredeyse %98'i mavi boyar maddeden oluşuyor. Her iki karalamada da aynı mürekkep kullanılmasına rağmen alttaki karalama Turkuaza yakın üst taraftaki karalama ise yeşilin eteklerinde geziniyor. Hatta bazı yerlerde koyu yeşil gibi. Konuyu sizlere daha iyi izah edebilmek için özellikle yukarıdaki resmi, bir miktarı görülen yeşil fon üzerinde fotoğrafladım ki ne denli yeşile yakın olduğu rahatça görülebilsin.
Ne kadar bakarsam bakayım bana üstteki deneme yeşil alttakiyse mavi görünüyordu. Yanıldığımı düşünerek resimde görülen her iki örneği de çeşitli kültür ve milliyetlerdeki yirmiye yakın insana göstererek ne renk gördüklerini sordum. Tamamı kabaca üstteki örneğin yeşil, alttaki karalamanın mavi aralığında gördüklerini söylediler. Aralarında renk körü olanlar çıkmasına, tarif farklılıkları olmasına rağmen demek ki ben de fazla yanılmıyordum. Buradaki renk farkını, ışık şiddeti, ışık frekansı, görme kayıpları, görme bozukluğu gibi bir sürü etkenle izaha kalksanız da, her iki örnekte tek karede aynı ışıkta alınmıştı. Evet, dar alanda renk koyulaşır ama bu, renk farklılığını hala açıklayamıyordu.
O kadar bilgi, ölçü aleti, deneyimle kendime izah edemiyordum üstteki karalamanın yeşil, alttakinin mavi görünüşünü. Hakikaten kafayı taktım. Ye, iç, yat, kalk kafamda hep bu mesele var. Neden farklı gözüküyorlar? Sorunun cevabını bulma yolunda başlangıç olacak prizma deneyi çok sonra aklıma geldi.
Aldım önüme renk prizmasını. Öyle yerleştir yok, böyle yerleştir yok. Duvardaki siyah fon kartonuna gün ışığını yansıtmaya çalışıyorum. En sonunda alttaki resimdeki gibi oldu. Mürekkepteki renklere bakıyor bir yandan da düşünüyorum.
Her birimiz bir diğerinden farklı gördüğü için renklerde maalesef bir kesinlik söz konusu değil. Örnek mi? Hiç birimiz, diğer insanlarla aynı renkleri görmüyoruz. Tariflerimiz bile farklı. Her insanın bir miktar renk körü olduğu da bilimsel olarak kanıtlanmış. Her şeyden önce renk, bir başkasından öğrenilen bir kavram. Ve ne yazık ki, insan bu kavramları, daha çocukluğunda yakın çevresinde öğrendiği için yaşamı boyunca düzeltemiyor. Sizin ailenizde beyaz, siyah olarak öğretilmişse, bunu daha sonraki hayatınızda kesinlik derecesinde inanarak savunuyorsunuz. Kime, neye, hangi ışığa ve göze göre kesinlik. Örnek mi? istiyorsunuz. İşte size bir tane. Yukarıdaki ilk fotoğrafta karaladıklarımın renkleri. Fotoğrafı renk açısından incelerseniz renkler gerçekten açıklanmaya muhtaç. Resmin en altında karalamaları görülen mürekkep Aniki dolmakalem mürekkeplerinden bir tanesi. Gündelik kullanımım için hazırladıklarımdan. Gerçekten severek kullandığım bir renk. Turkuaz bir mavi olması için formülünü hazırlarken reçeteye bir damla yeşil boyar madde kullandım. Sadece bir damla. İsteğim turkuaz hakim bir mürekkepte sudan, dağlardan doğduğunu vurgulamak için dipten gelen belli belirsiz yeşil bir dokunuş idi. Hem yeşil hem mavi boyar maddenin renk saflığı ve konsantrasyonu aynı. Renk formülünün neredeyse %98'i mavi boyar maddeden oluşuyor. Her iki karalamada da aynı mürekkep kullanılmasına rağmen alttaki karalama Turkuaza yakın üst taraftaki karalama ise yeşilin eteklerinde geziniyor. Hatta bazı yerlerde koyu yeşil gibi. Konuyu sizlere daha iyi izah edebilmek için özellikle yukarıdaki resmi, bir miktarı görülen yeşil fon üzerinde fotoğrafladım ki ne denli yeşile yakın olduğu rahatça görülebilsin.
Ne kadar bakarsam bakayım bana üstteki deneme yeşil alttakiyse mavi görünüyordu. Yanıldığımı düşünerek resimde görülen her iki örneği de çeşitli kültür ve milliyetlerdeki yirmiye yakın insana göstererek ne renk gördüklerini sordum. Tamamı kabaca üstteki örneğin yeşil, alttaki karalamanın mavi aralığında gördüklerini söylediler. Aralarında renk körü olanlar çıkmasına, tarif farklılıkları olmasına rağmen demek ki ben de fazla yanılmıyordum. Buradaki renk farkını, ışık şiddeti, ışık frekansı, görme kayıpları, görme bozukluğu gibi bir sürü etkenle izaha kalksanız da, her iki örnekte tek karede aynı ışıkta alınmıştı. Evet, dar alanda renk koyulaşır ama bu, renk farklılığını hala açıklayamıyordu.
O kadar bilgi, ölçü aleti, deneyimle kendime izah edemiyordum üstteki karalamanın yeşil, alttakinin mavi görünüşünü. Hakikaten kafayı taktım. Ye, iç, yat, kalk kafamda hep bu mesele var. Neden farklı gözüküyorlar? Sorunun cevabını bulma yolunda başlangıç olacak prizma deneyi çok sonra aklıma geldi.
Aldım önüme renk prizmasını. Öyle yerleştir yok, böyle yerleştir yok. Duvardaki siyah fon kartonuna gün ışığını yansıtmaya çalışıyorum. En sonunda alttaki resimdeki gibi oldu. Mürekkepteki renklere bakıyor bir yandan da düşünüyorum.
1666 da Sir Isaac Newton Wikipedia yı yakmak yerine Wikipedia ya geçecek kanunlar yazdığı için prizma deneyini kullandım. Prizma deneyinde olduğu gibi insanoğlunun gözü tüm renkleri gün ya da güneş ışığının varlığıyla türetiyor. Bu yüzden adına mürekkep, boya, boyar madde dediğimiz boyayan her türlü madde beyazdan ve beyaza göre üretiliyor.
Yani görebildiğimiz tüm renkler beyaz üzerinde görünebilmesi için hazırlanıyor, tasarlanıyor.
Ben bunları düşünürken bir şeyi fark ettim. Prizmada oluşan renklerden hiç biri benim yaptığım mürekkep rengine denk gelmiyordu. Demek ki, yaptığım dolmakalem mürekkebinin rengi aslında bir renk karşımıydı. Buna göre, yeşil ve mavinin miktarlarının ayıklanması için kendi yaptığım basit bir spekrometre kullandım ama tam anlamıyla göremedim. Ne de olsa basit bir düzenekti. Son kez farklı bir yöntem kullandım.
Kullandığım yöntemin test sonucunda, bu mürekkepte %47,5 mavi %44,6 yeşil mevcut. Fakat yaptığım reçeteye göre eklediğim bir damla yeşil boyar madde dahil mürekkepteki denge %98 mavi, %2 yeşil olmalıydı. Ama yeşil miktarını %44,6 gibi büyük bir değerde buluyordum. %2 nerde? %44,6 nerde? Şaşırtıcı geldi. Renk saflığı hakkında bildiklerimde bir eksiklik vardı. Açtım telefonu Aniki'ye boyar madde veren yurtdışındaki firmaya. Konunun uzmanı bir mühendise bağladılar. Sorumu dinledikten sonra, bana renk saflığını bir kez daha anlattı. Kullandığım mavi boyar maddenin saflığının %90 olduğunu ve geriye kalan %10 luk kısmında yeşil boyar madde olduğunu ifade etti. Son olarak da ne renk kağıt kullandığımı ve bunun opasite değerini sordu. İstediği bilgileri verdiğimde; bunun çok normal olduğunu, bütün değerlerin beyaza göre verildiğini, fildişi kağıtta ise dengenin yeşil lehine bozulacağını söylediğinde utandım ama bozuntuya vermeyip teşekkür ederek telefonu kapattım. Oturup aynı mürekkebin her iki kağıtta renk aralığını aşağıdaki gibi çıkarttım.
Yani görebildiğimiz tüm renkler beyaz üzerinde görünebilmesi için hazırlanıyor, tasarlanıyor.
Ben bunları düşünürken bir şeyi fark ettim. Prizmada oluşan renklerden hiç biri benim yaptığım mürekkep rengine denk gelmiyordu. Demek ki, yaptığım dolmakalem mürekkebinin rengi aslında bir renk karşımıydı. Buna göre, yeşil ve mavinin miktarlarının ayıklanması için kendi yaptığım basit bir spekrometre kullandım ama tam anlamıyla göremedim. Ne de olsa basit bir düzenekti. Son kez farklı bir yöntem kullandım.
Kullandığım yöntemin test sonucunda, bu mürekkepte %47,5 mavi %44,6 yeşil mevcut. Fakat yaptığım reçeteye göre eklediğim bir damla yeşil boyar madde dahil mürekkepteki denge %98 mavi, %2 yeşil olmalıydı. Ama yeşil miktarını %44,6 gibi büyük bir değerde buluyordum. %2 nerde? %44,6 nerde? Şaşırtıcı geldi. Renk saflığı hakkında bildiklerimde bir eksiklik vardı. Açtım telefonu Aniki'ye boyar madde veren yurtdışındaki firmaya. Konunun uzmanı bir mühendise bağladılar. Sorumu dinledikten sonra, bana renk saflığını bir kez daha anlattı. Kullandığım mavi boyar maddenin saflığının %90 olduğunu ve geriye kalan %10 luk kısmında yeşil boyar madde olduğunu ifade etti. Son olarak da ne renk kağıt kullandığımı ve bunun opasite değerini sordu. İstediği bilgileri verdiğimde; bunun çok normal olduğunu, bütün değerlerin beyaza göre verildiğini, fildişi kağıtta ise dengenin yeşil lehine bozulacağını söylediğinde utandım ama bozuntuya vermeyip teşekkür ederek telefonu kapattım. Oturup aynı mürekkebin her iki kağıtta renk aralığını aşağıdaki gibi çıkarttım.
Gelin hep birlikte elde ettiğimiz bu sonuçlar ışığında değerlendirmeler yapalım.
Örnek 1 deki renk değerleri %7,80 Kırmızı, %44,60 Yeşil, %47,50 Mavi dir.
Örnek 2 deki renk değerleri %5,72 Kırmızı, %41,08 Yeşil, %53,03 Mavi dir.
Örnek 1 ve Örnek 2 deki kağıt renkleri farklıdır. Örnek 1 deki kağıt fildişi, Örnek 2 deki beyaz renktedir.
Örnek 1 deki fildişi kağıtta; denge yeşil renk lehine bozularak kağıdın opasite değeri miktarınca koyulaşarak gözükmektedir.
Örnek 2 deki beyaz kağıtta denge mavi renk lehine çokca değişerek kağıdın opasite değerince aydınlanarak olmuştur.
Ne ilginçtir ki fildişi kağıtta yeşil olan mürekkep beyaz kağıtta mavi olmuştur. Bir de bunun üstüne bazı bilgiler ekleyelim.
Kullandığımız dolmakalem mürekkepleri aksi belirtilmediyse opak değil saydamdırlar. Üstünde bulundukları maddenin (kağıdın) rengini ışığın miktarına göre geçirirler. Başka bir ifadeyle de üstünde bulundukları malzemenin (kağıdın) rengini kendi renkleriyle kesiştirerek yansıtır ya da yansıtamazlar. Daha da basit ifadeyle beyaz kağıtta beyaz, fildişi kağıtta fildişi rengi mürekkebin rengine eklenir.
Bu bilgilerin tamamı ve deneyimiz gösteriyorki mürekkep testlerinde bahsedilen bir dolu madde başlığının geçerliliği yok. Mürekkeplerin renkleri, kullanılan kağıdın rengi, ışığın frekansı, şiddeti ve kağıdın opasite değerine göre değişiyor. Bu yüzden mürekkep testlerini okurken farklı kağıtlar üzerinde renk aralığını görmeden bir kanaate sahip olmayın. Mürekkebi karanlık ve suni ışık olan bir ortamda seçmeyin. Çekilen fotoğraflardan gördüğünüz renklerle değerlendirme yapmayın. Tercihen gün ışığında, sabah 09-11 ve öğleden sonra 15-17 arasındaki bir dilimde seçim yapın. Değerlendirmenizi beyaz bir kağıt üzerinde mürekkebi görerek yapın. Bunlar yanılmanızı engelleyecek bilimsel şartlar. Siz beğendiğiniz ve sıklıkla kullandığınız kağıda göre algıladığınız renkte mürekkep seçin. Mürekkebin ne olacağına kağıt karar veriyor zira.
Ne fena değil mi? İnanılanın, bilinenin aksine buna da kağıt karar veriyor.
Örnek 1 deki renk değerleri %7,80 Kırmızı, %44,60 Yeşil, %47,50 Mavi dir.
Örnek 2 deki renk değerleri %5,72 Kırmızı, %41,08 Yeşil, %53,03 Mavi dir.
Örnek 1 ve Örnek 2 deki kağıt renkleri farklıdır. Örnek 1 deki kağıt fildişi, Örnek 2 deki beyaz renktedir.
Örnek 1 deki fildişi kağıtta; denge yeşil renk lehine bozularak kağıdın opasite değeri miktarınca koyulaşarak gözükmektedir.
Örnek 2 deki beyaz kağıtta denge mavi renk lehine çokca değişerek kağıdın opasite değerince aydınlanarak olmuştur.
Ne ilginçtir ki fildişi kağıtta yeşil olan mürekkep beyaz kağıtta mavi olmuştur. Bir de bunun üstüne bazı bilgiler ekleyelim.
Kullandığımız dolmakalem mürekkepleri aksi belirtilmediyse opak değil saydamdırlar. Üstünde bulundukları maddenin (kağıdın) rengini ışığın miktarına göre geçirirler. Başka bir ifadeyle de üstünde bulundukları malzemenin (kağıdın) rengini kendi renkleriyle kesiştirerek yansıtır ya da yansıtamazlar. Daha da basit ifadeyle beyaz kağıtta beyaz, fildişi kağıtta fildişi rengi mürekkebin rengine eklenir.
Bu bilgilerin tamamı ve deneyimiz gösteriyorki mürekkep testlerinde bahsedilen bir dolu madde başlığının geçerliliği yok. Mürekkeplerin renkleri, kullanılan kağıdın rengi, ışığın frekansı, şiddeti ve kağıdın opasite değerine göre değişiyor. Bu yüzden mürekkep testlerini okurken farklı kağıtlar üzerinde renk aralığını görmeden bir kanaate sahip olmayın. Mürekkebi karanlık ve suni ışık olan bir ortamda seçmeyin. Çekilen fotoğraflardan gördüğünüz renklerle değerlendirme yapmayın. Tercihen gün ışığında, sabah 09-11 ve öğleden sonra 15-17 arasındaki bir dilimde seçim yapın. Değerlendirmenizi beyaz bir kağıt üzerinde mürekkebi görerek yapın. Bunlar yanılmanızı engelleyecek bilimsel şartlar. Siz beğendiğiniz ve sıklıkla kullandığınız kağıda göre algıladığınız renkte mürekkep seçin. Mürekkebin ne olacağına kağıt karar veriyor zira.
Ne fena değil mi? İnanılanın, bilinenin aksine buna da kağıt karar veriyor.
Yazmak Keyiftir. Com