Bir müddettir bir dolu gaile yüzünden aksadı yazılarım. Aynı anda çok fazla makale yayınlanıpda farklı görüşlerde ortaya atılınca okuyucularda bazı şeyleri yerli yerine oturtamıyor. Ben tenha ve havanın daha duru olduğu zamanlarda yazmayı seviyorum. Yazılar abur cubur olmasın, dolu ve lezzetli olsun, iz bıraksın kararındayım. Fakat yine sıkışık bir zamana denk geldiyse de bugünkü yazım hafif ve farklı bir lezzette.
Daha önce yazdığım dolmakalem hamağı yazımı okumuş olan okuyucular benim bu zımbırtıya takık olduğumu gayet iyi hatırlarlar. Aslına bakarsanız bunun ana fikri, Aniki Geographica'nın yapımından arta kalan deri parçaları. Bunlara bakıp bakıp üzülüyor, atmaya kıyamadığım için bir tararafa biriktiriyor idim. Fakat çıkan parçalar bir haylice ufaktı ve ben bu ufak parçaları nasıl değerlendiririm diye düşünmekteydim. En sonunda "Evreka" durumunda denge hamağı çalışmasıyla artan parçaların ufaklığını kafamda birleştirerek batılıların dolmakalem yastığı dedikleri nesnenin deri olanını yaptım.
Gördüğünüz gibi sadece yuvarlanmayı engelleyen dolmakalem yastığı olmakla kalmayıp dolmakalemlerimizi masaüstünde gündelik kullanım esnasında bir kalemlik gibi davranarak derli toplu da tutuyor. Hatta bunu gündelik bir kalemlik olarak da kabul edenler olabilir. Şu anki yapısıyla durağan haller için tasarlandığından çanta gibi hareketli mahallerde çizilmeye karşı korumasının olmadığı aşikardır. Bana göre tam masaüstünde kullanılabilecek şık ve yarayışlı bir yazım yardımcısı.
Fakat arzu edenler, ceket ya da gömlek cebinde rahatlıkla kullanabilir. Böylece dolmakalemleriniz çizilme riski yaşamazlar. Ceket, gömlek deyince daha iyi bir modelini de yapmak için zihnim şimdiden çalışmaya başladı bile. İnsan gençliğinde Prof. Zihni Sinir okursa böyle oluyor. İyi ya da kötü aklınız bir şeyler yapabilmek, ellerinizi kullanmak gailesiyle meşgül oluyor. Başkasına abuk sabuk gibi gözükebicek fakat sizin için kıymetli bir sürü şey ortaya çıkıyor.
Dolmakalem yastık-kalemliği yapabilmek için bir miktar düzgün kesilmiş deri parçası, deri zımbası, balmumu, deri ipliği gerekiyor. Bunların üstüne birazcık matematik, azıcık geometri, bir miktar dikiş bilgisi ve de bolca sabır eklendiğinde dolmakalem yastığı ortaya çıkıyor. İstenirse en sonunda iyi bir cila sürülerek fırçalanıp parlatılabilir. Ben de mat bir cila ile bir miktar yumuşatıp elimle şekillendirdim. Aniki'nin envanterine de böylelikle yeni bir üründe girmiş oldu. Artan deri parçaları değerlendi, dünya daha az kirlendi, enerjiden ve malzemeden tasarruf edilerek daha az israf edildi. Şimdi, bir takım arkadaşlar çıkıp bu kadar laftan sonra hayvanlardan elde edilen malzemeyi kullanıyorsunuz, size yakışıyor mu? diyebilirler. İçinde bulunduğum dünya izin verse mağara adamı gibi doğa ile ahenkli yaşayabilirim. Fakat böyle bir ortamda da olsam acıkacak, üşüyecek ve güdülerimle ya öldürecek ya da ölecektim. Bunlar ihtimal dahilinde olanlar olsa da benim için kesin olan bir şey varsa mağaranın duvarlarına taşla çizecek olduğumdur.
Tüm okuma zahmetine katlananlara, 2014 de yalanla riyanın olmadığı, hakça paylaşılan, üretken, asude ve sıhhatli bir yaşamın ufkuna yelken açmayı temenni ediyorum.