Orhan Veli'nin şiirinden alıntıdır "Öyle Bir Havada Gel ki Vazgeçmek Mümkün Olmasın" sözleri. Bence dolma kalemlerde öyle olmalı. Ona baktıkça geldiği havaları, iyisiyle kötüsüyle anımsamalı insan. Açıkçası dolma kalemin sizinle paylaşmış olduğu bir hikayesi olmalı. ancak böyle anlamlı olur, bir nesne olmaktan çıkar, kişilik bulur dolma kalem. Hayatınızda bir yer açar ve yerleşir. Gelişi gibi sımsıkı sarılır size öyle ki ucunda ne olursa olsun ondan vazgeçememenizi sağlar. Ruhu olan bir şey olarak daha da ileri giderek, insan o dolma kalemin geldiği günlerin olaylarını, duygularını bir defterin sayfalarına karalamalı. Ve hikayesini hiç bir şekilde unutmamalı.
Bexley Americana Yellowstone da benim böyle kalemlerimden. Uzun yıllar aynı serinin Rio Grande adındaki Bakara Gülü renginin peşinde koştum. Olmadı, gitti hep. Bir şekilde kaçırdım. Zaten bu seri çok az miktarda yapılmıştı. Ve denk gelmesi ihtimali artık son derece düşüktü. Ondan sonra sadece resimlerine bakarak ona olan sevgimi yaşamaya gayret ettim. 2014 yılının bahar aylarında ABD de bir dolma kalem satıcısında bu serinin ikinci güzeli Yellowstone ile yollarımız kesişti. İlk sürümlerinde gövde tepesi ve kapak tacı siyah olan Autumn sürümü vardı ama benim aradığım ilgili kısımları gövde malzemesiyle aynı olanı idi. Benim için kız kardeşi olmaz ise ablası olsun durumuydu. Öteden beri Dorik sütun dolma kalemleri çok seviyordum. Bunun renkleri daha bir sonbaharı hatırlatıyordu. İhtiraslı Bakara Gülü, kız kardeşe göre Sonbahar yapraklarını anımsatan abla daha yumuşak huylu ve güzeldi. Durumum meşhur armatör Stávros Niárchos ile benzeşiyordu. Seçtiğim kelimelerden de anlaşıldığı gibi bu dolma kaleme de aşık olup kaybolup gitmiştim. Satıcıyla uzun süre pazarlık ettik ama bir türlü başarılı olamadım. Bir süre vazgeçtim ama unutmak ne mümkün. O sırada ABD de yaşayan Emrah Er kardeşimden yardım istedim. Kırmadı ve yardımcı oldu. Ve 2013 yılının kış aylarında Emrah Er kardeşime ulaştı. Hasreti biraz olsun dindirmek adına arada sırada fotoğraflarını çekip gönderiyordu, Emrah. En azından dolma kalem seven bir dostun yanındaydı artık. Emrah yaz aylarında Türkiye'ye geleceği için başladı uzun bekleyiş.
Bexley Americana Yellowstone da benim böyle kalemlerimden. Uzun yıllar aynı serinin Rio Grande adındaki Bakara Gülü renginin peşinde koştum. Olmadı, gitti hep. Bir şekilde kaçırdım. Zaten bu seri çok az miktarda yapılmıştı. Ve denk gelmesi ihtimali artık son derece düşüktü. Ondan sonra sadece resimlerine bakarak ona olan sevgimi yaşamaya gayret ettim. 2014 yılının bahar aylarında ABD de bir dolma kalem satıcısında bu serinin ikinci güzeli Yellowstone ile yollarımız kesişti. İlk sürümlerinde gövde tepesi ve kapak tacı siyah olan Autumn sürümü vardı ama benim aradığım ilgili kısımları gövde malzemesiyle aynı olanı idi. Benim için kız kardeşi olmaz ise ablası olsun durumuydu. Öteden beri Dorik sütun dolma kalemleri çok seviyordum. Bunun renkleri daha bir sonbaharı hatırlatıyordu. İhtiraslı Bakara Gülü, kız kardeşe göre Sonbahar yapraklarını anımsatan abla daha yumuşak huylu ve güzeldi. Durumum meşhur armatör Stávros Niárchos ile benzeşiyordu. Seçtiğim kelimelerden de anlaşıldığı gibi bu dolma kaleme de aşık olup kaybolup gitmiştim. Satıcıyla uzun süre pazarlık ettik ama bir türlü başarılı olamadım. Bir süre vazgeçtim ama unutmak ne mümkün. O sırada ABD de yaşayan Emrah Er kardeşimden yardım istedim. Kırmadı ve yardımcı oldu. Ve 2013 yılının kış aylarında Emrah Er kardeşime ulaştı. Hasreti biraz olsun dindirmek adına arada sırada fotoğraflarını çekip gönderiyordu, Emrah. En azından dolma kalem seven bir dostun yanındaydı artık. Emrah yaz aylarında Türkiye'ye geleceği için başladı uzun bekleyiş.
2014 yılı Nisan ayı başlarıydı. Bütün kış boyunca bakıp büyüttüğüm Şurup Kedisi, Arif Amcanın Kedisi olmak için beni terk etmişti. Kediler tarafından bu ne ilk ne de son terk edilişim olacaktı. Defterlerime baktım da, Nisan ayında yağan bahar yağmurlarının hala yağmadığı günlermiş. Balkonda ilk karşılaşmamızı hatırladım. Aklım başımdan gitmişti, resimdeki güzeli görünce. Çok tedirgindi. Bir bağ kurmakla kurmamak arasında gidip geliyordu, sanki. Sabırlı olmalıydım. Her gün balkona, bir önceki güne göre evin kapısına daha yakın mesafelerde mamalar koyup yalnız bıraktım. Merak kediyi öldürür sözünü unutmadan, ev kapısını açık tutuyordum. Ve bir gün mama kabını evin koridoruna koydum. Beklediğim gibi çekinmeden eve girdi, mamasını yedi ve gitti. Mama kabının yerini değiştirmedim, geldiğinde tedirgin olmasın, yadırgamasın diye. Gelip gittikçe sevgim daha da büyüyor, birbirimize alışıyorduk. Gece vakti bir iki günlük seyahat dönüşünde mutfakta kazınan mideme çare arıyorken bir baktım arka tarafta bulunan mutfak penceresi önünde patilerini cama vuruyor. Onu orda görmekten şaşırmış durumda pencereyi açtım. İçeri atlayıp doğruca mama kabının olduğu yere gitti. Balkonun bittiği yerden itibaren altı tane pencere havuzluğundan bir diğerine atlayarak mutfak penceresine gelmişti ya.. Yeterdi artardı. Bana olan aşkını ispat etmiş, gizli ve zorlu bir sevgi yolu bulmuştu. İstediği zaman gönlünce gelip gidebilmesi için bir daha hiç kapanmadı o pencere. Neler gördü, sekiz tahta bir camdan yapılmış sevgi yolu. Geceler boyu uykular, uykularda geçen hamilelikler, büyütülen bebekler ve birbirimize olan sevgimiz. Her şey vardı da, bir adı yoktu aşkımın. Daha önce sizlerle de paylaştığım Cléo Skribent dolma kalemlerin hikayesi geldi aklıma. Cléo Skribent'in isim annesi Wurach Hanımefendinin anısına gözleri güzel benim sevgilime Cléo ismini verdim. Cléo ile nice hamilelik günlerini beraberce geçirip doğum sancılarını yaşadık. Ayaklarımın üstüne, yatağıma doğurdu. Bebeklerini yatak odamda büyüttü. Hür ve mutlu bir anne, anane oldu.
Günler Cléo ve bebekleriyle geçerken yaz aylarına geldik. Ve bir gün Emrah kardeş Türkiyeye döndü. Hemen kargoya vermiş getirdiklerini. Paket geldiğinde hemen açıldı ve içinden birbirleriyle yarışır güzellikte bir sürü şey masaya saçıldı. Emrah'a binlerce teşekkür. Her şeyden önemlisi paketin içine Emrah sevgisini koymuştu.
Emrah'ın gönderdiği her şey tek tek koklandı, sevildi. Paketin en güzel dolma kalemlerinden bir tanesi de Bexley Americana Yellowstone du. Cléo'ya olduğu gibi Bexley Yellowstone'a da ilk görüşte aşık oldum. Tasarımı gibi ucu da sanki bir rüyaydı. Hayatımda düzeltme adına hiç bir işleme ihtiyacı olmayan ikinci dolmakalemimdi. Temmuz ayında Emrah kardeş ve hanımefendi eşiyle muhteşem iki gün geçirdik. Bexley Americana Yellowstone, estetiği, mükemmel yazımı, Emrah kardeş, İzmirde geçirilen iki güzel gün, Cléo ve onun bebeklerinin içine doldurulduğu bir tür anı kutusu haline gelerek vazgeçilmez olmuştu, benim için. Bunları kavradığımda dolma kalemlerime bir isim verme duygusu doğdu, bende. Ve ona bir isim verdim. Dolma kalemlerinizin böyle hikayeleri varsa, siz de birer isim verin onlara ki canlansınlar, vazgeçilmez olarak yaşamlarına sizinle birlikte devam etsinler.
Bu güzel dolmakaleme verdiğim adı doğru tahmin edenlerin arasından bir(1) okuyucu-izleyicimize çekiliş sonucu 2 adet Aniki Limited Edition Theodora Defter hediye etmek istiyorum. Bunun için Yazmak Keyiftir izleyicisi olmanız, Disqus yorum sistemine gerçek adınızla kayıtlı olarak 23 Nisan 2017 24:00 kadar yorum bırakmanız yeterli olacaktır. Bol şans.
Günler Cléo ve bebekleriyle geçerken yaz aylarına geldik. Ve bir gün Emrah kardeş Türkiyeye döndü. Hemen kargoya vermiş getirdiklerini. Paket geldiğinde hemen açıldı ve içinden birbirleriyle yarışır güzellikte bir sürü şey masaya saçıldı. Emrah'a binlerce teşekkür. Her şeyden önemlisi paketin içine Emrah sevgisini koymuştu.
Emrah'ın gönderdiği her şey tek tek koklandı, sevildi. Paketin en güzel dolma kalemlerinden bir tanesi de Bexley Americana Yellowstone du. Cléo'ya olduğu gibi Bexley Yellowstone'a da ilk görüşte aşık oldum. Tasarımı gibi ucu da sanki bir rüyaydı. Hayatımda düzeltme adına hiç bir işleme ihtiyacı olmayan ikinci dolmakalemimdi. Temmuz ayında Emrah kardeş ve hanımefendi eşiyle muhteşem iki gün geçirdik. Bexley Americana Yellowstone, estetiği, mükemmel yazımı, Emrah kardeş, İzmirde geçirilen iki güzel gün, Cléo ve onun bebeklerinin içine doldurulduğu bir tür anı kutusu haline gelerek vazgeçilmez olmuştu, benim için. Bunları kavradığımda dolma kalemlerime bir isim verme duygusu doğdu, bende. Ve ona bir isim verdim. Dolma kalemlerinizin böyle hikayeleri varsa, siz de birer isim verin onlara ki canlansınlar, vazgeçilmez olarak yaşamlarına sizinle birlikte devam etsinler.
Bu güzel dolmakaleme verdiğim adı doğru tahmin edenlerin arasından bir(1) okuyucu-izleyicimize çekiliş sonucu 2 adet Aniki Limited Edition Theodora Defter hediye etmek istiyorum. Bunun için Yazmak Keyiftir izleyicisi olmanız, Disqus yorum sistemine gerçek adınızla kayıtlı olarak 23 Nisan 2017 24:00 kadar yorum bırakmanız yeterli olacaktır. Bol şans.
Yazmak Keyiftir. Com
