Dolmakalem kullananların bir çoğu uçtan veya dolmakalem kapağının içine mürekkeb akması problemiyle mutlaka karşılaşmıştır.
Bu yazımda bu problemi detaylıca anlatmaya gayret edeceğim. Dolmakalemin ucu yoluyla mürekkeb akıtmasının başlıca sebepleri aşağıdakilerden biri veya bir kaçı olabilir.
Yukarıda saydığım problemlere kartuşlu dolmakalemlerde daha az rastlanılmasına karşın pistonlu ve gövde dolumlu dolmakalemlerde daha sıkça rastlanılır. Sayılan sebeplerin tamamının ortak noktası ise "basınç" tır. Ve kalemseverleri dolmakalemden uzak tutan sıkıntının da altındaki en önemli etkendir.
Dolmakalemde iç basıncın değişmesine iki şey sebep olur. Birincisi ortam basıncındaki değişiklik ki uçağa dolmakalemimizin haznesi boş binmemizi gerektirir. İkinci ve en önemlisi, ayrıca da en sık rastlananı ise ısıdır. Daha da açmaya çalışırsam, dolmakalem içinde bulunan havanın ısı veya dış ortam basıncıyla genleşerek yani bir basınç oluşturarak dışarıya çıkmak isterken mürekkebi de beraberinde dışarıya çıkartmasıdır.
Özellikle pistonlu ve gövde dolumlu dolmakalemlerde bu probleme daha sık rastlanılır. Tam anlamıyla gövdesini mürekkeb haznesi olarak kullanan dolmakalemlerde bu sıkıntıya daha çok rastlarız.
Dolmakalemi hemen hemen hepimiz resimde görüldüğü gibi tutarken dolmakalem içinde mürekkeb hava yerleşimi böyledir. Vücut ısımızda doğal olarak elimizde tuttuğumuz dolmakalemin daha soğuk olan gövdesine transfer olmaya başlayacaktır.
Dolmakalemin öncelikle dış gövdesine transfer olmaya başlayan ısı mürekkebi ve en kolay da her zaman en tepede yer alan havayı ısıtmaya başlayacaktır. Mürekkebin arkasında yer alan hava aldığı ısının miktarıyla doğru orantılı hacminini yani kapladığı alanı genişletmeye başlayacaktır.
Bu genişleme bir müddet sonra bir basınca dönüşüp önündeki mürekkebi itmeye başlayarak dışarı çıkmaya çalışacaktır ki iç ve dış basınç eşitlensin. Dolmakalem elimizde ısınmaya devam ettikçe bu hareket şiddetlenerek devam edecektir.
Doğal olarak da dışarıya akan mürekkeb miktarı, sızıntısı büyüyecektir. Bu son derece doğal ve dünya şartlarına has fizik olayların kaçınılmaz bir sonucudur. Vücut ısımızı kendimiz ayarlayamayacağımıza göre bu sorunun önüne geçmek için ne yapmalıyız ?.
Cevap için buraya kadar anlattıklarımın sonucunda çok açık gözüken şey şudur. Vücut ısımızı ayarlayamadığımıza ve bu istenmeyen duruma da ısınan havanın sebep oluşuna bakarsak cevap açıktır. Dolmakalemimizin içinde minimum hava tutmalıyız ki bu hava ısınarak basınç oluşturup mürekkebi dış ortama itmesin. Bu yüzden pistonlu ve gövde dolumlu dolmakalemlerimizi sürekli 2/3 veya tam dolu tutmamız gerekmektedir.
Bu yazımda bu problemi detaylıca anlatmaya gayret edeceğim. Dolmakalemin ucu yoluyla mürekkeb akıtmasının başlıca sebepleri aşağıdakilerden biri veya bir kaçı olabilir.
- Mürekkebin dolmakalem damak yollarına oranla çok ince yapıda olması
- Ortam basıncının ani olarak değişmesi
- Dolmakalem dolum haznesinde meydana gelen hava kaçağı sebebiyle vakum etkisinin kayboluşu
- Aşırı derecede dolmakalemin çalkalanması
- Dolmakalem gövdesinin ısınması
Yukarıda saydığım problemlere kartuşlu dolmakalemlerde daha az rastlanılmasına karşın pistonlu ve gövde dolumlu dolmakalemlerde daha sıkça rastlanılır. Sayılan sebeplerin tamamının ortak noktası ise "basınç" tır. Ve kalemseverleri dolmakalemden uzak tutan sıkıntının da altındaki en önemli etkendir.
Dolmakalemde iç basıncın değişmesine iki şey sebep olur. Birincisi ortam basıncındaki değişiklik ki uçağa dolmakalemimizin haznesi boş binmemizi gerektirir. İkinci ve en önemlisi, ayrıca da en sık rastlananı ise ısıdır. Daha da açmaya çalışırsam, dolmakalem içinde bulunan havanın ısı veya dış ortam basıncıyla genleşerek yani bir basınç oluşturarak dışarıya çıkmak isterken mürekkebi de beraberinde dışarıya çıkartmasıdır.
Özellikle pistonlu ve gövde dolumlu dolmakalemlerde bu probleme daha sık rastlanılır. Tam anlamıyla gövdesini mürekkeb haznesi olarak kullanan dolmakalemlerde bu sıkıntıya daha çok rastlarız.
Dolmakalemi hemen hemen hepimiz resimde görüldüğü gibi tutarken dolmakalem içinde mürekkeb hava yerleşimi böyledir. Vücut ısımızda doğal olarak elimizde tuttuğumuz dolmakalemin daha soğuk olan gövdesine transfer olmaya başlayacaktır.
Dolmakalemin öncelikle dış gövdesine transfer olmaya başlayan ısı mürekkebi ve en kolay da her zaman en tepede yer alan havayı ısıtmaya başlayacaktır. Mürekkebin arkasında yer alan hava aldığı ısının miktarıyla doğru orantılı hacminini yani kapladığı alanı genişletmeye başlayacaktır.
Bu genişleme bir müddet sonra bir basınca dönüşüp önündeki mürekkebi itmeye başlayarak dışarı çıkmaya çalışacaktır ki iç ve dış basınç eşitlensin. Dolmakalem elimizde ısınmaya devam ettikçe bu hareket şiddetlenerek devam edecektir.
Doğal olarak da dışarıya akan mürekkeb miktarı, sızıntısı büyüyecektir. Bu son derece doğal ve dünya şartlarına has fizik olayların kaçınılmaz bir sonucudur. Vücut ısımızı kendimiz ayarlayamayacağımıza göre bu sorunun önüne geçmek için ne yapmalıyız ?.
Cevap için buraya kadar anlattıklarımın sonucunda çok açık gözüken şey şudur. Vücut ısımızı ayarlayamadığımıza ve bu istenmeyen duruma da ısınan havanın sebep oluşuna bakarsak cevap açıktır. Dolmakalemimizin içinde minimum hava tutmalıyız ki bu hava ısınarak basınç oluşturup mürekkebi dış ortama itmesin. Bu yüzden pistonlu ve gövde dolumlu dolmakalemlerimizi sürekli 2/3 veya tam dolu tutmamız gerekmektedir.