Bir önceki yazım esnek uçlar sınıflandırması pek değil hiç yorum gelmemesine bakılırsa ya rağbet görmedi ya da esnek uca fazlaca ilgi yok. Hal böyle de olsa esnek uçlu dolma kalemler konusunda benim hedeflediğim külliyatta eksik kalmaması için bu yazıda esnek uçlu dolma kalemlerin başarısının gerçek kahramanı olan damaklardan bahsedeceğim.
Damaklar aslında dolmakalemlerin yazım konforu ve başarısını belirleyen sessiz ve gayretkeş parçalardır. Dolma kalemin çalışmasına esas oluşturan capillary ya da kılcalsallık hareketinin büyük bölümü damak sayesinde ve üstünde oluşur. Damak denilen parça dolma kalemde öncelikle mürekkebi emerek bir tür tampon mürekkep deposu görevi de yapmaktadır. Dolma kalemlerde mürekkebin ana mürekkep tankından uç topuna kadar ulaşmasının zaman alışı yüzünden yazım sırasında çekilen hatlarda kesiklik oluşmmaması için mikroskopla bakılırsa damakların süngerimsi bir yapıda imal edildiği görülebilir. Büyütülmüş hali aynı bir deniz süngeridir. Bu sebeple erken dönemden bu yana ideal damaklarda ebonitten yapılmaktadır. Damak mürekkebi emmiş bir mürekkep deposu olduğu için kendi arkasında bulunan ana mürekkep haznesinden mürekkep yetişmediği anlarda kendi bünyesindeki mürekkepten takviye ederek hatların kesiksiz, eşit koyulukta çekilebilmesini sağlar. Bu görev esnek uçlu dolma kalemlerde can alıcı noktadır. Zira esnek ucun başarısını belirler. Genişleme anında çok fazla mürekkep dökmeye çalışan esnek uçların kesintisiz ve dengeli bir mürekkeb beslemesine ihtiyaçları vardır. Bunu sağlayacak olan yegane parça ise damaktır.
Esnek uçlu dolmakalemlerde damaklar aslında ucun genişleme ve uç yarığı karakterine uygun şekilde tasarlanmalıdır. Erken dönem ya da dolma kalemin altın çağı denilen yıllarda dolma kalemler için bu büyükçe bir sorun değildi. Zira gündelik dolma kalemlerin damakları ebonitten imal edildiği gibi geniş mürekkeb kanallı ve yastık tipindeydiler. Bir de genel olarak gündelik dolmakalemler 1960 ların sonlarına kadar Fine=İnce uçlu olarak imal edilmekteydiler. Bu kriterler yüzünden esnek uçlu dolmakalemlerde o yıllarda mürekkep akışı ya da mürekkebin uca beslenmesi fazlaca bir sorun oluşturmuyordu. Zaten batı toplumları genelinde bu tür dolma kalemlerin rahatça performans sergiledikleri Copperplate ve Spencerian yazım stili gündelik hayatta da kullanılmaktaydı. İmalat ve yazım doğallık içinde zaten esnekiğe uygun gidiyordu. Fakat savaş sonrası hızlı tüketime endeksli gündelik hayatta el yazısından vazgeçilmeye başlanması ve ucuz kütle üretimle beraber özellikle de II. Dünya Savaşı sonrası piyasaların orta karar dolma kalemlere yönelmesi, plastiğin ucuzlamasıyla imalatı zor ebonit damaktan vazgeçildi. Ebonit damaktan plastik damağa geçen kalem üreticileri Japon kalem üreticilerinin büyük çoğunluğunun kullandığı plastik spiral damağa yönelmesiyle uzunca bir dönem esnek uçlu gerçek bir dolmakalem üretilmedi. Bence yıllarca sonra gerçek bir esnek uçlu dolma kalem olarak yaratılan ilk dolma kalem Pilot Namiki Falcon dur. Ne yazık ki ucuz üretim kaygısıyla onun da damağı ebonitten değildir. Üzücüdür ama Pilot Namiki Falcon'un bile bir ayağı topaldır, eksik bırakılmıştır. Ama damağı fiziksel olarak esnek uçlu bir dolma kalemin ihtiyaçları yönünde tasarlanmıştır. Pilot Namiki Falcon dan sonraki deneme ise ABD li mürekkeb üreticisi Noodlers'ın Ahab ve Konrad dolma kalemleridir. Aynı Pilot Namiki Falcon da eksik kalan ayak gibi bu dolma kalemlerde de esnek uç malzemesi iktisadi kaygılarla yanlış seçilmiş ya da bilerek yapılmıştır.
Bu yazının ruhuna uygun olarak "Damağı başarısız bir esnek uçlu dolma kalemde başımıza neler gelebilir ya da yazıma nasıl etki eder" sorusuna da cevap vermek lazım gelmektedir.
Damağı başarısız veya yetersiz bir esnek uçlu dolma kalemde iki problem ortaya çıkar.
Esnek uçlu dolma kalemlerde başarılı bir yazım için geriye kalan üçüncü belirleyici unsur ise mürekkeptir. Gerçek bir esnek uç mürekkebi kullanmıyor iseniz bu ana kadar sağlanmış olan esnek uç metali, damak gibi gerekli unsurlar başarılı bir esnek uçlu dolma kalemin ortaya çıkmasında ne yazık ki başarısız kalacaktır.
Damaklar aslında dolmakalemlerin yazım konforu ve başarısını belirleyen sessiz ve gayretkeş parçalardır. Dolma kalemin çalışmasına esas oluşturan capillary ya da kılcalsallık hareketinin büyük bölümü damak sayesinde ve üstünde oluşur. Damak denilen parça dolma kalemde öncelikle mürekkebi emerek bir tür tampon mürekkep deposu görevi de yapmaktadır. Dolma kalemlerde mürekkebin ana mürekkep tankından uç topuna kadar ulaşmasının zaman alışı yüzünden yazım sırasında çekilen hatlarda kesiklik oluşmmaması için mikroskopla bakılırsa damakların süngerimsi bir yapıda imal edildiği görülebilir. Büyütülmüş hali aynı bir deniz süngeridir. Bu sebeple erken dönemden bu yana ideal damaklarda ebonitten yapılmaktadır. Damak mürekkebi emmiş bir mürekkep deposu olduğu için kendi arkasında bulunan ana mürekkep haznesinden mürekkep yetişmediği anlarda kendi bünyesindeki mürekkepten takviye ederek hatların kesiksiz, eşit koyulukta çekilebilmesini sağlar. Bu görev esnek uçlu dolma kalemlerde can alıcı noktadır. Zira esnek ucun başarısını belirler. Genişleme anında çok fazla mürekkep dökmeye çalışan esnek uçların kesintisiz ve dengeli bir mürekkeb beslemesine ihtiyaçları vardır. Bunu sağlayacak olan yegane parça ise damaktır.
Esnek uçlu dolmakalemlerde damaklar aslında ucun genişleme ve uç yarığı karakterine uygun şekilde tasarlanmalıdır. Erken dönem ya da dolma kalemin altın çağı denilen yıllarda dolma kalemler için bu büyükçe bir sorun değildi. Zira gündelik dolma kalemlerin damakları ebonitten imal edildiği gibi geniş mürekkeb kanallı ve yastık tipindeydiler. Bir de genel olarak gündelik dolmakalemler 1960 ların sonlarına kadar Fine=İnce uçlu olarak imal edilmekteydiler. Bu kriterler yüzünden esnek uçlu dolmakalemlerde o yıllarda mürekkep akışı ya da mürekkebin uca beslenmesi fazlaca bir sorun oluşturmuyordu. Zaten batı toplumları genelinde bu tür dolma kalemlerin rahatça performans sergiledikleri Copperplate ve Spencerian yazım stili gündelik hayatta da kullanılmaktaydı. İmalat ve yazım doğallık içinde zaten esnekiğe uygun gidiyordu. Fakat savaş sonrası hızlı tüketime endeksli gündelik hayatta el yazısından vazgeçilmeye başlanması ve ucuz kütle üretimle beraber özellikle de II. Dünya Savaşı sonrası piyasaların orta karar dolma kalemlere yönelmesi, plastiğin ucuzlamasıyla imalatı zor ebonit damaktan vazgeçildi. Ebonit damaktan plastik damağa geçen kalem üreticileri Japon kalem üreticilerinin büyük çoğunluğunun kullandığı plastik spiral damağa yönelmesiyle uzunca bir dönem esnek uçlu gerçek bir dolmakalem üretilmedi. Bence yıllarca sonra gerçek bir esnek uçlu dolma kalem olarak yaratılan ilk dolma kalem Pilot Namiki Falcon dur. Ne yazık ki ucuz üretim kaygısıyla onun da damağı ebonitten değildir. Üzücüdür ama Pilot Namiki Falcon'un bile bir ayağı topaldır, eksik bırakılmıştır. Ama damağı fiziksel olarak esnek uçlu bir dolma kalemin ihtiyaçları yönünde tasarlanmıştır. Pilot Namiki Falcon dan sonraki deneme ise ABD li mürekkeb üreticisi Noodlers'ın Ahab ve Konrad dolma kalemleridir. Aynı Pilot Namiki Falcon da eksik kalan ayak gibi bu dolma kalemlerde de esnek uç malzemesi iktisadi kaygılarla yanlış seçilmiş ya da bilerek yapılmıştır.
Bu yazının ruhuna uygun olarak "Damağı başarısız bir esnek uçlu dolma kalemde başımıza neler gelebilir ya da yazıma nasıl etki eder" sorusuna da cevap vermek lazım gelmektedir.
Damağı başarısız veya yetersiz bir esnek uçlu dolma kalemde iki problem ortaya çıkar.
- Birincisi kontrast veya geçiş keskinliği problemidir. Esnek uçlu dolma kalemlerin esnemeden önceki hat kalınlıklarıyla esnemeye başlandıkları an sırasında çektikleri hat arasındaki koyuluk veya açıklıktır. Bu da tabii olarak bu anda döktükleri mürekkep miktarıyla alakalıdır. Fazlaca mürekkep dökülüyorsa ince hatla kalın hat arasında ciddi bir koyuluk farkı olacaktır. Eğer damak bu anda az mürekkep besliyorsa kalınlaşan bölgede mürekkebin rengi açılmaya başlayacaktır. Her iki durum da yazımda görsel bir dengesizliğe yol açar ki, harflerin kendi içindeki ahenk de bozulur.
- İkinci olarak ise İngilizce Rail road Türkçe Demiryolu denebilecek bir problemdir. Esnek uç genişlemeye devam ettiği süre zarfında belirsiz bir anda damağın mürekkep beslemesini kesmesiyle ortaya çıkan yazım sıkıntısıdır. Bu anda dolma kalemin esneyerek iki yana açılmış olan dişlerinin arasına mürekkep gelmez ve kağıtla buluşmaz. Bu yüzden iki diş arasını doldurması gereken mürekkep sağ ve sol diş üzerinden ucun yarı toplarına ulaşarak birbirine kısmen paralel iki ince çizgi çekmeye başlar. Bu can sıkıcı durum öcelikle sorunlu bir damağa işaret eder. Daha sonra ise uygun olmayan mürekkep ve hatalı uç damak ayarından kaynaklanıyor olabilir.
Esnek uçlu dolma kalemlerde başarılı bir yazım için geriye kalan üçüncü belirleyici unsur ise mürekkeptir. Gerçek bir esnek uç mürekkebi kullanmıyor iseniz bu ana kadar sağlanmış olan esnek uç metali, damak gibi gerekli unsurlar başarılı bir esnek uçlu dolma kalemin ortaya çıkmasında ne yazık ki başarısız kalacaktır.