"Neden? Yazmak Keyiftirde Bu Kadar Az Dolmakalem İncelemesi Yapılıyor." sorusu bir çok okuyucunun aklına takılıyordur. Gelen soruların satır aralarında bunu sezinlediğim için sizleri aydınlatma gereği duydum. 2009 yılında ilk yazmaya başladığımda Türkçemizde bu konular üstüne yayın yapan hiç bir ihtisas sitesi yoktu. Bu yüzden de dilimizde birikmiş olan bir kulliyata sahib değildik. Oysa yabancı dilde yazılmış bir sürü makale, deneyim ve paylaşım vardı. Başlangıçtan bu zamana kadar amacım belirli bir sırayla dilimize kendi bildiğim kadarıyla yazım gereçleriyle ilgili bir ihtisas birikimi bırakmak oldu. Zira temel bilgiler olmaksızın yapılan dolma kalem, mürekkep, kağıt ve defter incelemelerinin bir anlamı olmayacaktı. Temelsiz anlatılanlar, uçucu birikimli dogma bir ortam yaratacaktı. Bu sebeple temelden birlikte gelerek ortak bir dil ve bilgi birikimi oluşturduğumuz noktadan sonra yapılacak incelemelerin hepimiz için daha doyurucu olacağı inancında oldum.
Bu inanışımı hala sürdürdüğüm için de temel bilgiler üstüne yazarak incelemelere daha az alan bırakıyorum. Mesela esnek uçlu dolma kalemler üzerine bilgi sahibi olmadan bir Pelikan 140 incelemesi yazılsa ne olur? Yazılmasa ne olur? Ve okuyucuya ne verir? Maksadım, birikimimdeki dolma kalemleri faş edip kendimi olmadığım bir yere taşımak değil. Maksat, balık tutmaya olta yapmayı öğrendikten sonra tatbikatla hakim olmak. Bu niyetten bu kez de zuhur eden esnek uçlu dolma kalemlerin seçiminde dolum sistemlerinin öneminden bahistir.
Esnek uçlu dolmakalemlerde damağın rol ve önemini bir önceki yazımda anlatmaya gayret etmiştim. Bu yazıdan çıkan sonuçta esnek uçlu dolma kalemlerin sahip olması gereken mükemmel damağın ihtiyacı, kağıtla buluşacak mürekkebin depolandığı yerin özellikleri ve sığa miktarı da esnek uçlu dolma kalemin başarısı için önemlidir. Gerçek esnek uçlu bir dolmakalemin dengeli bir mürekkep akışıyla genişçe bir mürekkep haznesine ihtiyacı vardır. Damak ise bu tip dolma kalemlerde uç genişledikçe açılan, daraldıkça kapanan akıllı bir vana vazifesi görür.
Dolma kalem kullanan kaligraflar arasındaki ortalama kabul, böyle bir dolma kalem için en az 1,5 ml. veya üstü mürekkep depo kapasitesidir. Bizler tarafından çokça bilinen Pilot Namiki Falcon esnek uçlu dolma kalemin mürekkep kapasitesi CON 50 dönüştürücüyle 0,6 ml. CON 70 dönüştürücüyle 0,9 ml. gibidir. Bu mürekkep kapasitesi büyük alan ve iri harfler isteyen böyle bir dolma kalem için son derece düşüktür. Kapasite düşüklüğüyse çok sık haznenin doldurulması anlamına gelmektedir. Esnek uçların yüksek miktarlı mürekkep ihtiyacı dolma kalemin altın yıllarında gövde içi, pistonlu ya da tulumba dolumlu hazne sistemleriyle karşılanmıştır. Bu örnekler içinde kapasite bakımından gövde içi dolum sistemli dolma kalemler en iyisi gibi gözükse de uygulamada durum böyle değildir. Daha önce dolma kalem ucundan mürekkep damlatması sorunu başlıklı yazımda anlattığım gibi gövde içi dolum sistemli dolma kalemlerde gövdeyi ve gövde içindeki havayı ısıtan elimiz, genleşen havanın önündeki mürekkebi itmesiyle uçtan mürekkep damlamasına sebebiyet vermektedir. Özellikle de mürekkep seviyesi yarının altına düşmeye başladıktan sonra. Esnek uçlu dolma kalemlerin kullanıldığı kaligrafik metinlerdeyse bu durum yazının sil baştan yapılmasına neden olur. Gövde içi dolum sistemli dolma kalemlerin bu sorununa çare bir mürekkep regülatörü olsa da artık rastlanmamaktadır. 1930-1970 yılları arasında imal edilen esnek uçlu dolma kalemlerde, gövde içi dolum sistemli dolma kalemlerdeki bu sorunun yaşanmaması için Avrupa'da piston dolum sistemi, Amerika'da ise kesecikli dolum sistemleri tercih edilmiştir. Bunun nedeni dolum sisteminin içinde oluşturulan ve mürekkebin dışarı akmasını engelleyen ters vakum kuvvetidir. Bu doğal sonuç yüzünden esnek uçlu dolma kalemlerde en başarılı dolum sistemi pistonlu ya da kesecikli sistemlerdir. Daha modern esnek uçlu dolma kalemlerdeyse dönüştürücü kullanılmaktadır. Dönüştürücüler kapasitelerinin ufak oluşu, silindir çaplarının ise çok dar olmasından ötürü mürekkeple iç duvarlarında kuvvetli bir statik bağ oluştururlar. Bu da mürekkebin doğal gidişine ters bir kuvvet uygulayarak esnek ucun rail road=demir yolu efekti yapmasına neden olur. Aslında bu sıkıntı dönüştürücülerin genel bir problemidir. Bunun önüne geçebilmek için bir çok tanınmış dolma kalem üreticisi firma dönüştürücülerini camdan imal eder. Daha ileri bir çözüm olarak ise aynı Pilot dolma kalemlerde göreceğiniz gibi dönüştürücülerin içine agitator adını verdikleri mürekkebin yüzey gerilimiyle statik yükünü mekanik yolla bozacak hareketli bir parça koyarlar. Bu parça aynı zamanda bir mürekkep regülatörü görevini de gerçekleştirken akış problemlerine de çözüm getirmeye gayret eder.
Sonuç olarak esnek uçlu dolmakalemler için ideal dolum sistemleri gövde içi dolumlu, kesecikli ve piston dolumlu dolmakalemlerdir. Bunlarda ortaya çıkan akış problemleri biri haricinde farklı bir yolla çözülmektedir. Onu da başka bir yazımızda incelemek üzere herkese güzel haftalar temenni ediyorum.