Yukarıda fotoğrafı görülen dolmakalem Platinum firmasının Balance PGB 3000 modeli. Daha çok Platinum Balance olarak biliniyor. Türkiyeye Yeni Zaman Kırtasiye tarafından getiriliyor. Ben kendisini bir arkadaşım vasıtasıyla İzmirden temin ettim. Daha doğrusu şimdilerde pek görüşemediğimiz arkadaşımın bir ziyaretinde deneme imkanı bulmuştum. Kendisi iki adet birden satın almış. Bu dolmakalemi bana kanaat beyan etmem için uzatmıştı. İlk tecrübemde her ikisinin de uzu tırtıklı idi. Ben de bu teşhisimi beyan ettiğimde "Ellerinizden öper" diyen arkadaşımın Platinum Balance dolmakalemlerinin uçlarını düzeltmiştim.
Bu dolmakalemin genel formunu beğenince arkadaşımdan bir tane de benim için satın almasını rica etmiştim. Bir sonraki ziyaretinde arkadaşım Platinum Balance'ı getirdi. Bana alınanın da ucu tırtıklıydı. Doğal olarak benimkinin de ucunu düzelttim. Fakat "İnsana sevdiği kuzgun görünür" misali formunu sevdiğim bu dolmakalemi kullanmaya başladım. Hey hat! gelin görün ki daha bir A4 sayfayı bitiremeden mürekkep kesilmeye, sallamaya ihtiyaç ve mürekkep akışında dengesizlik göstermeye başladı.
Temel fıkrasındaki beyaz koyun, beyaz köpek hadisesi benim gibi koca mağazada defolu ürün bulan birisi için kaçınılmazdı. Ben de Platinum dan ağzı yanmış olarak paketleyip arkadaşımı üzmemek için ona haber vermeden satın alındığı İzmirdeki mağazaya gönderdim. Bakalım ne çıkacak altından. Zaten çıkacak olan çıktı da iyi rüya görelim. Neden? diyecekseniz Dolmakalemin fiyatı 95TL. Göderdin kargo 13TL. Geldi kargo 13TL. Dolmakalemin fiyatı oldu mu? size 121TL. Ne diyeyim? memleketim de bizim gibi çok mülayim olduğu için kabul eder. Bakalım dolmakalem geri gelecek mi? Geldiğinde vaziyet ne olacak? Ah ! Ahh ! Dolmakalemin mi var, derdin var. Dert bu kadar olsa keşke.
22 Yaşımı hatırlıyormuyum ben? Bilmem. Bu kafayla da bilemedim. Acı, tatlı bir sürü iz ve hayata tutunmaya çalışış kalmış aklımın köşelerinde.. 22 Yaşında bir adam nedir? Bunu bilemem ama hala anası için bebedir, kuzudur. 22 yaş ölümle tanışmanın, hem de kör bir kurşunla hiç de zamanı değildir. Sonsuza dek yanacak ana yüreğinde hala bir bebedir o.
Memleket yangın yeri, fidanlara kıyıyorlar. Ben de Oturmuşum dolmakalem, falan filan yazıp duruyorum. İçime akıtamadım bu sefer göz yaşımı. Zira evlad acısının düştüğü haneyi ne hale getirdiğini çok iyi bilirim. Dolmakalemden bahsetmenin yerimidir? vaktimidir? artık bilemiyorum. Bir bebe daha kara toprakla buluştu, aydın bir yürek daha biçildi hem de onu korumakla, kollamakla yükümlü olanın eliyle. Ne tat ne tuz kalır hanelerde. Bir yaylım ateşi var, ülkede. Herkes hedefte. Şerha şerha, pare pare yüreklere sığınacak güvenli bir limanda yok artık..