Hava sıcaklıklarının normallerin çok üzerinde seyrettiği şu günlerde, aman dikkat edin ve hafif bir şapkayı yanınızdan eksik etmeyin.
Sonra mazallah insan evladı bu.., kafasına güneş geçerde bir düdüklü tencere misali, kendinden geçer, ne dediğini bilmez, dili damağı kurur, midesi bulanır ve ordan oraya vurur kendini.
Yukarıdaki gibi dolmakalemlerin de kendinden geçip abuk subuk şeyler yazmaması ve de yapmaması için mühendisler dolmakalem şapkalarını yani kapaklarını tasarlamışlar.
Hem de bir değil, iç içe iki tane. Aynı insanoğlu/kızının kullandıklarındaki iç astara benzer ikinci bir kapak koymuşlar dış kapağın içine.
Hem de bundan tam tamına, bir yüzyıl önce. 1900 lerin başında dolmakalem iç kapağı fikri, birbirine yakın tarihlerde hem Almanya hem de Amerikada tescil edilmiş. Fakat Almanya patent dairesi çocuk sağlığı ile ilgili bir kanunu gerekçe göstererek ayak sürümüş(bununda hoş bir hikayesi var ki sonra anlatacağım).
Dolmakalem kapaklarına bir de iç kapak yapma fikrinin çıkış noktası tahmin ile zan olunan gibi değil.
20. Yüzyılın başında Waterman, zor zahmet bulduğu mürekkeb rezervli dolmakalemi firmalara pazarlamaya çalışıyor. Fakat mürekkeb akıtma derdinden ötürü pek kabul görmüyor. Bir de o dönemin mürekkebleri şu anda kullandıklarımız gibi değil. Daha doğal ve akışkan. Hatta o kadar doğalki, ismini vermek istemediğim ve şu anda üretim yapan büyük bir mürekkeb üreticisi o dönemdeki imalatında balina kemiğinden bile yararlanıyor.
Akışkan mekaniği ile ilgili fazlaca bir gelişmenin olmadığı o günlerde, uçtan mürekkeb akması derdine karşı dolmakalem üreticilerinin aklına, kapakların içine yerleştirilebilen ve akacak mürekkebi içinde tutacak sızdırmaz bir iç kase fikri gelir. Bir anlamda dolmakalem uç prezervatifi anlayacağınız(Tööbee, tööbeee mübarek ramazan günü).
Anlayacağınız o dönem için maksut, dolmakalem ucunun kurumaması değil de, uçtan akabilecek mürekkebin dolmakalem kapağındaki bilezik, tepe, klips ayağı gibi kısımlardan dışarıya sızmasına mani olmaktır.
Bu yenilik, üretimi zorlaştırması yüzünden kendisini o dönemde çok yüksek kalitedeki dolmakalemlerde gösterir. Dolmakalem tarihinde ilk ticari kullanışı ise 1921 yılında Parker tarafındandır. 1930'lu yıllarda Sheaffer'ın üst düzey kalemlerinde de görülür.
Dünyanın başına bir sürü bela açan ikinci dünya savaşının bitimini takiben çılgın bir üretim ve tüketim deliliği başlar ABD eliyle.
Mürekkeb de bundan payını alır ve endüstriyel tip üretime dahil olur. Bunlar tamamıyla uçucu tip, sentetik kimveyi maddelerle üretilen mürekkeblerdir.
Fakat uzun yıllar araştırma yapılmadan reklam kampanyaları ile insanlara pazarlanan bu yeni mürekkebler,
uçucu olmaları, içlerindeki şellak adlı yapışkan madde ve kullanılan boyalar yüzünden tam olmasa da yüksek oranda hava izolasyonu sağlayan vida kapaklı dolmakalemlerde bile uç kurumasına sebep olmaya başlarlar.
Bu sıkıntının üstüne, teknolojiye kendisini delicesine kaptırmış insanoğlu vidalı tip kapağa sahip 1945 sonrası dolmakalemlerini, kapağı açmadaki sıkıntıları bahane ederek red etme eğilimine girmiştir. Kartuşlar ise yavaştan piyasaya sokulmaya başlanmıştır. Bu sıkıntıya çare olarak büyük bir yenilikmiş gibi tekrar ısıtılıp piyasalara sunulan, geçmeli(klikli çoğunlukla metal tip) tarz kapaklara sahip dolmakalemlere geçilir.
Bu seferde tam hava sızdırmazlığı sağlayamayan bu yeni geçme kapaklı dolmakalemlerin uçlarında mürekkeb kuruması ve tıkanmaları başlar.
Bunun üzerine dolmakalem üreticilerinin aklına 1900 lerin başlarında kullandıkları iç kapaklar gelir. Geçmeli kapakların içine bu eski buluşlarını uygulamaya başlarlar. Bu çözümün başarısından sonra plastik sanaiindeki gelişmelere paralel olarak artık geçmeli tip kapaklı dolmakalemlere, iç kapak konulması büyük oranda adet haline gelir (istisnai bir kaç dolmakalem vardır, ucuz olması istendiği için konmamıştır). Günümüze kadar uzanan süreçte ise çoğunlukla geçmeli kapaklara sahip dolmakalemlerde kapak içine hava girmesi derdine karşı tercih edilen bir yöntem olur iç kapak.
Örnekleme için sizlere elimde olan dolmakalemlerden öyle alel usûl seçtiklerimi fotoğrafladım.
Yukarıdaki fotoğrafta görülen dolmakalemlerin hepsinde bir iç kapak mevcuttur. Tereddütü olan okuyucularım beğendikleri bir tanesini satın alıp kapağın içine bakabilirler. Üstelik fotoğraftaki dolmakalemlerin hepsi birbirlerinden çok farklı tarihlerde üretilerek piyasaya arz edilmişlerdir.
İçlerinde tasarım olarak en yaşlısı(Benim 2005 yılında Kabalcı Kitabevinden aldığım ve piyasaya çıkışı daha eski olan Pilot Vpen lerim oldu) Pilot Vpen(Varsity, AKA V4) dir ve dolmakalem guruları tarafından takdir edilen bir iç kapağa sahiptir. Pilot Preranın tasarımı 2005 ten eski, piyasaya çıkışı 2006 yılıdır ki çok iyi bir iç kapak tasarımı vardır. Hatta prezervatif tabirini bu dolmakalemin iç kapağı için rahatça kullanabiliriz. Zira dolmakalemin ucunu tam anlamıyla sıkıca sarıp sarmalar. Resimde görülen Platinum Preppy nin ise piyasaya çıkışı 2009 sonudur. Genç kız kardeşi Platinum Plaisir'in piyasa lansmanı 30.08.2010, boy gösterişi ise 2010 yılı Ekim aylarıdır.
Anladığınız üzere iç kapak bir firmaya ait olmayıp dolmakalem endüstrisine çok uzun yıllar önce mâl olmuş bir gelişmedir. Ve tüm geçme kapak dolmakalemlerde yerinden oynayarak açılma, gevşeme gibi problemler yüzünden meydana gelen mürekkeb kuruması derdine karşı dolmakalemseverler tarafından bu tip dolmakalemlerde aranılması gereken bir özelliktir.., ki üretici firmalarda buna riayet eder.
Sonra mazallah insan evladı bu.., kafasına güneş geçerde bir düdüklü tencere misali, kendinden geçer, ne dediğini bilmez, dili damağı kurur, midesi bulanır ve ordan oraya vurur kendini.
Yukarıdaki gibi dolmakalemlerin de kendinden geçip abuk subuk şeyler yazmaması ve de yapmaması için mühendisler dolmakalem şapkalarını yani kapaklarını tasarlamışlar.
Hem de bir değil, iç içe iki tane. Aynı insanoğlu/kızının kullandıklarındaki iç astara benzer ikinci bir kapak koymuşlar dış kapağın içine.
Hem de bundan tam tamına, bir yüzyıl önce. 1900 lerin başında dolmakalem iç kapağı fikri, birbirine yakın tarihlerde hem Almanya hem de Amerikada tescil edilmiş. Fakat Almanya patent dairesi çocuk sağlığı ile ilgili bir kanunu gerekçe göstererek ayak sürümüş(bununda hoş bir hikayesi var ki sonra anlatacağım).
Dolmakalem kapaklarına bir de iç kapak yapma fikrinin çıkış noktası tahmin ile zan olunan gibi değil.
20. Yüzyılın başında Waterman, zor zahmet bulduğu mürekkeb rezervli dolmakalemi firmalara pazarlamaya çalışıyor. Fakat mürekkeb akıtma derdinden ötürü pek kabul görmüyor. Bir de o dönemin mürekkebleri şu anda kullandıklarımız gibi değil. Daha doğal ve akışkan. Hatta o kadar doğalki, ismini vermek istemediğim ve şu anda üretim yapan büyük bir mürekkeb üreticisi o dönemdeki imalatında balina kemiğinden bile yararlanıyor.
Akışkan mekaniği ile ilgili fazlaca bir gelişmenin olmadığı o günlerde, uçtan mürekkeb akması derdine karşı dolmakalem üreticilerinin aklına, kapakların içine yerleştirilebilen ve akacak mürekkebi içinde tutacak sızdırmaz bir iç kase fikri gelir. Bir anlamda dolmakalem uç prezervatifi anlayacağınız(Tööbee, tööbeee mübarek ramazan günü).
Anlayacağınız o dönem için maksut, dolmakalem ucunun kurumaması değil de, uçtan akabilecek mürekkebin dolmakalem kapağındaki bilezik, tepe, klips ayağı gibi kısımlardan dışarıya sızmasına mani olmaktır.
Bu yenilik, üretimi zorlaştırması yüzünden kendisini o dönemde çok yüksek kalitedeki dolmakalemlerde gösterir. Dolmakalem tarihinde ilk ticari kullanışı ise 1921 yılında Parker tarafındandır. 1930'lu yıllarda Sheaffer'ın üst düzey kalemlerinde de görülür.
Dünyanın başına bir sürü bela açan ikinci dünya savaşının bitimini takiben çılgın bir üretim ve tüketim deliliği başlar ABD eliyle.
Mürekkeb de bundan payını alır ve endüstriyel tip üretime dahil olur. Bunlar tamamıyla uçucu tip, sentetik kimveyi maddelerle üretilen mürekkeblerdir.
Fakat uzun yıllar araştırma yapılmadan reklam kampanyaları ile insanlara pazarlanan bu yeni mürekkebler,
uçucu olmaları, içlerindeki şellak adlı yapışkan madde ve kullanılan boyalar yüzünden tam olmasa da yüksek oranda hava izolasyonu sağlayan vida kapaklı dolmakalemlerde bile uç kurumasına sebep olmaya başlarlar.
Bu sıkıntının üstüne, teknolojiye kendisini delicesine kaptırmış insanoğlu vidalı tip kapağa sahip 1945 sonrası dolmakalemlerini, kapağı açmadaki sıkıntıları bahane ederek red etme eğilimine girmiştir. Kartuşlar ise yavaştan piyasaya sokulmaya başlanmıştır. Bu sıkıntıya çare olarak büyük bir yenilikmiş gibi tekrar ısıtılıp piyasalara sunulan, geçmeli(klikli çoğunlukla metal tip) tarz kapaklara sahip dolmakalemlere geçilir.
Bu seferde tam hava sızdırmazlığı sağlayamayan bu yeni geçme kapaklı dolmakalemlerin uçlarında mürekkeb kuruması ve tıkanmaları başlar.
Bunun üzerine dolmakalem üreticilerinin aklına 1900 lerin başlarında kullandıkları iç kapaklar gelir. Geçmeli kapakların içine bu eski buluşlarını uygulamaya başlarlar. Bu çözümün başarısından sonra plastik sanaiindeki gelişmelere paralel olarak artık geçmeli tip kapaklı dolmakalemlere, iç kapak konulması büyük oranda adet haline gelir (istisnai bir kaç dolmakalem vardır, ucuz olması istendiği için konmamıştır). Günümüze kadar uzanan süreçte ise çoğunlukla geçmeli kapaklara sahip dolmakalemlerde kapak içine hava girmesi derdine karşı tercih edilen bir yöntem olur iç kapak.
Örnekleme için sizlere elimde olan dolmakalemlerden öyle alel usûl seçtiklerimi fotoğrafladım.
Yukarıdaki fotoğrafta görülen dolmakalemlerin hepsinde bir iç kapak mevcuttur. Tereddütü olan okuyucularım beğendikleri bir tanesini satın alıp kapağın içine bakabilirler. Üstelik fotoğraftaki dolmakalemlerin hepsi birbirlerinden çok farklı tarihlerde üretilerek piyasaya arz edilmişlerdir.
İçlerinde tasarım olarak en yaşlısı(Benim 2005 yılında Kabalcı Kitabevinden aldığım ve piyasaya çıkışı daha eski olan Pilot Vpen lerim oldu) Pilot Vpen(Varsity, AKA V4) dir ve dolmakalem guruları tarafından takdir edilen bir iç kapağa sahiptir. Pilot Preranın tasarımı 2005 ten eski, piyasaya çıkışı 2006 yılıdır ki çok iyi bir iç kapak tasarımı vardır. Hatta prezervatif tabirini bu dolmakalemin iç kapağı için rahatça kullanabiliriz. Zira dolmakalemin ucunu tam anlamıyla sıkıca sarıp sarmalar. Resimde görülen Platinum Preppy nin ise piyasaya çıkışı 2009 sonudur. Genç kız kardeşi Platinum Plaisir'in piyasa lansmanı 30.08.2010, boy gösterişi ise 2010 yılı Ekim aylarıdır.
Anladığınız üzere iç kapak bir firmaya ait olmayıp dolmakalem endüstrisine çok uzun yıllar önce mâl olmuş bir gelişmedir. Ve tüm geçme kapak dolmakalemlerde yerinden oynayarak açılma, gevşeme gibi problemler yüzünden meydana gelen mürekkeb kuruması derdine karşı dolmakalemseverler tarafından bu tip dolmakalemlerde aranılması gereken bir özelliktir.., ki üretici firmalarda buna riayet eder.