Paris te yaşadığım yıllarda Sorbonne Üniversitesinde Şarkiyat Kürsüsünde Türk Devrim Tarihi dersleri veren bir hanım arkadaşım vardı.
Zaman zaman kendisinin derslerini dinlemek için giderdim Sorbonne'a. Türk Devrim Tarihini çok iyi bilen bu insan Harf Devrimini anlatırken gözleri buğulanır ve ağlardı. Gözyaşlarını silerken talebelerine "Bir örneği daha bulunamaz, yapılamaz. Kimse cesaret edemez ondan başka. Zira yüzyıllardan bu yana tek bir alfabe ile yaşamış bir halka şeklen başka bir alfabeyi kabul ettirmek hemen hemen imkansızdır. O yıllarda çok saldırıya uğramış olmasına rağmen Türk Halkının modern dünyaya uyum sağlaması Türk Harf Devriminden geçer." derdi.
Fransız talebelerin bu konuşmadan sonra Atatürk'ü onun nezninde ayakta alkışladığını çok görmüşlüğüm vardır. Bana göre de Türk Harf Devrimine inanmış bir yabancı insan da az bulunur bir şeydir.
Fransada Türkçeyi çok melodik bulan Fransız dostlarıma Türkçenin yazıldığı gibi okunması mücizesini küçük bir oyunla ispata gayret ederdim.
Yanımda olan Türkçe bir kitabı Fransız dostlarımın çocuklarına verir ve rastgele bir sayfadan bir paragrafı kendi alfabelerindeki harflere uygun okumalarını isterdim. Ben de sırtım çocuğa dönük bir sandelyede otururken çocuğun kendi alfabesiyle okuduğu Türkçe metni dostlarıma Fransızcaya çevirirdim.
Çevirinin sonunda ağlayarak bana sarılıp bunun mucizevi bir şey olduğunu, böyle bir dahinin vatandaşı olmanın benzersiz bir şans olduğunu ve bunu başaran Atatürk'ü daha iyi tanımak istediğini söyleyen çok insanla birlikte oldum.
Mucizenin biricikliğine bakarmısınız.
Fransız bir çocuk Türkçe bir metni Fransız alfabesinin ses ve şekilleriyle okuyor, bir Türk vatandaşı ise bunu ana lisanında anlayarak Fransızca'ya yani o çocuğun anlayacağı hale rahatça dönüştürüyor.
Şanslı olduğumuzu ne kadar anlatabildim bilmiyorum ama bir Rus vatandaşını düşünün..
Yabancı bir lisanı öğrenebilmek için şeklen ve dizilimi farklı bir alfebe öğrenmek zorunda oluşunu. Zira en zor öğrenilen grafiği farklı bir alfabedir.
Bugün Türk Harf Devriminin yıl dönümü(1 Kasım 1928). Bugünün sabahındaki hediyemizi Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun eseri Harf İnkilabı için koyup bir hafta süre vermiştim. Zira 1-7 Kasım Türk Harf Devrimi Haftasıdır. Fakat zeki okuyucularımızdan Oktay ÖZCENGİZ Beyefendi yazımda saklananı bulup çıkardı ve hediyesini fazlasıyla hak etti. Kendisini bir kere daha tebrik ederim.
Ve yaptığı her şey gibi Türk Harf Devriminde de zekasını ve ileri görüşlülüğünü benim varoluş, ileri gidiş sebebim yapan ATATÜRKÜMÜN Ruhu Şad olsun, Türk Harf Devrimi Kutlu olsun.
Zaman zaman kendisinin derslerini dinlemek için giderdim Sorbonne'a. Türk Devrim Tarihini çok iyi bilen bu insan Harf Devrimini anlatırken gözleri buğulanır ve ağlardı. Gözyaşlarını silerken talebelerine "Bir örneği daha bulunamaz, yapılamaz. Kimse cesaret edemez ondan başka. Zira yüzyıllardan bu yana tek bir alfabe ile yaşamış bir halka şeklen başka bir alfabeyi kabul ettirmek hemen hemen imkansızdır. O yıllarda çok saldırıya uğramış olmasına rağmen Türk Halkının modern dünyaya uyum sağlaması Türk Harf Devriminden geçer." derdi.
Fransız talebelerin bu konuşmadan sonra Atatürk'ü onun nezninde ayakta alkışladığını çok görmüşlüğüm vardır. Bana göre de Türk Harf Devrimine inanmış bir yabancı insan da az bulunur bir şeydir.
Fransada Türkçeyi çok melodik bulan Fransız dostlarıma Türkçenin yazıldığı gibi okunması mücizesini küçük bir oyunla ispata gayret ederdim.
Yanımda olan Türkçe bir kitabı Fransız dostlarımın çocuklarına verir ve rastgele bir sayfadan bir paragrafı kendi alfabelerindeki harflere uygun okumalarını isterdim. Ben de sırtım çocuğa dönük bir sandelyede otururken çocuğun kendi alfabesiyle okuduğu Türkçe metni dostlarıma Fransızcaya çevirirdim.
Çevirinin sonunda ağlayarak bana sarılıp bunun mucizevi bir şey olduğunu, böyle bir dahinin vatandaşı olmanın benzersiz bir şans olduğunu ve bunu başaran Atatürk'ü daha iyi tanımak istediğini söyleyen çok insanla birlikte oldum.
Mucizenin biricikliğine bakarmısınız.
Fransız bir çocuk Türkçe bir metni Fransız alfabesinin ses ve şekilleriyle okuyor, bir Türk vatandaşı ise bunu ana lisanında anlayarak Fransızca'ya yani o çocuğun anlayacağı hale rahatça dönüştürüyor.
Şanslı olduğumuzu ne kadar anlatabildim bilmiyorum ama bir Rus vatandaşını düşünün..
Yabancı bir lisanı öğrenebilmek için şeklen ve dizilimi farklı bir alfebe öğrenmek zorunda oluşunu. Zira en zor öğrenilen grafiği farklı bir alfabedir.
Bugün Türk Harf Devriminin yıl dönümü(1 Kasım 1928). Bugünün sabahındaki hediyemizi Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun eseri Harf İnkilabı için koyup bir hafta süre vermiştim. Zira 1-7 Kasım Türk Harf Devrimi Haftasıdır. Fakat zeki okuyucularımızdan Oktay ÖZCENGİZ Beyefendi yazımda saklananı bulup çıkardı ve hediyesini fazlasıyla hak etti. Kendisini bir kere daha tebrik ederim.
Ve yaptığı her şey gibi Türk Harf Devriminde de zekasını ve ileri görüşlülüğünü benim varoluş, ileri gidiş sebebim yapan ATATÜRKÜMÜN Ruhu Şad olsun, Türk Harf Devrimi Kutlu olsun.